KHK Mağduru İşsiz Akademisyenler Ne
Yapabilir?
Türkiye’de art arda gelen KHK’ler
ile işsiz kalan binlerce akademisyen var. Bunların bir kısmı tutuklanmış ve
hapse atılmış durumdadır ancak önemli bir kısmı işini kaybetmiş ama özgürlüğünü
kısmen de olsa kullanabilmektedir. Kısmen diyorum çünkü bunların bir kısmı
tutuklanmamış olsa da maalesef bütün KHK'lılara konulan yurtdışı yasağı ve pasaportlarının da iptal edilmiş olması kanunen ülkeden çıkışı imkansız hale getirmektedir. Elbette bu akademisyenler
uğradıkları haksızlıkları gidermek için kanuni yollara başvurmaktadırlar, haklarını
geri almaya çalışacaklar ve görünen o ki bu hakların alınması uzun bir süreyi
gerektirecektir. Her şeye rağmen hayat devam ediyor ve Türkiye’de akademisyen
olarak çalışma imkanı bulamayan veya artık Türkiye’de çalışmak istemeyenler için
yurtdışı imkanlarını gözden geçirmek en faydalı yol gibi görülmektedir. Ben
yaşanan tecrübelerden ve toplayabildiğim bilgilerden yola çıkarak olabilecek
çözüm önerilerini sunmak istiyorum. Bu akademisyenlerin ciddi eğitimi ve bilgi birikimi
bulunmakta, çoğunluğu iyi bir yabancı dil bilmektedirler. Bu kişiler çalışma
disiplinine de sahiptirle ve bulundukları ülkeye mutlaka katkı
sağlayacaklardır.
Yurtdışına çıkabilecek her
akademisyen için; mesleğe, ülkeye, kişiye ve duruma göre değişmekle beraber birkaç ay ile birkaç yıl arasında sıkıntılı bir dönem söz konusu olmaktadır.
Bu süreyi önceden tam olarak öngörmek mümkün değildir ancak bir kısım
parametrelerle tahmin edilebilir. Türkiye’deki işini kaybetmiş ve KHK ile adı
kara listeye yazılmış bir kişi Türkiye dışında iş bulup ondan sonra bir şekilde ülkeden çıkış yaparsa gittiği ülkede yaklaşık birkaç ayda işlerini düzene
koyup, evini tutup normal hayat şartlarına geçebilir. Örnek olarak KHK ile
ilişiği kesilen bir akademisyen başvuru yaptığı bir yabancı üniversiteden yada
firmadan işe kabul edildiği takdirde bu ülkeye gidip kısa zamanda düzenini
kurabilmektedir. Ancak bu nadir olan bir durumdur diye düşünüyorum, çünkü
yaşadığımız darbe teşebbüsü ve onun sonrasındaki büyük kıyımlar daha önceden
öngörülemediği için hiç kimse de buna yönelik bir hazırlık yapmış değildi. Gene
de malum hadiseden sonra ülkeden çıkan ve kısa zamanda iş bulup düzenini
kurabilen akademisyenler olabilmektedir. Akademisyenlik özellikle bazı branşlarda büyük oranda
uluslararası bir hüviyette olduğu için birçok mesleğe göre yurtdışında iş bulma
imkanı daha kolay olabilmektedir.
Avrupa ülkelerinden özellikle
Almanya ve İsveç en fazla rağbet gören ülke durumundadır. Almanya başta olmak
üzere Batı Avrupa ülkelerinin tamamında ciddi bir nüfus problemi olduğu için bu
ülkeler göçmen kabul etmeyi sürdürmektedir. Bu yönüyle akademisyenler için bu
ülkeler kolayca kabul görebilecekleri ülkeler durumundadır. Özellikle Almanya’da
ciddi bir hekim açığı olduğu için tıp doktoru olan akademisyenler bu ülkede belgeleri tamamsa ve Almancayı C1 seviyesinde konuşup yazabiliyorsa bir
yıl gibi bir sürede tıbbi Almanca yeterliliği sağlayıp hekim olabilme imkanına
sahiptir. Almanya’da diploma denkliği için sınava girilebildiği gibi Türkiye’de
alınan derslerin detaylı bir dökümü ile de denklik alınabilmektedir. Benzer
imkanlar İsveç’te de bulunmaktadır ve hekimler öncelikli olarak kabul
görebilmektedirler.
Normal yoldan başvurup kabul
alamayan ve yeşil pasaportu iptal edildiği yada olmadığı için Almanya veya
İsveç’e normal yollardan ulaşamayan kişiler bir şekilde bu ülkelere ulaşırlar
ve uluslararası korunma veya sığınma başvurusunda bulunurlarsa bu ülkelerin
kendi iç hukuklarına göre değişen sürelerde sonuçlanan prosedürler devreye
girmektedir. Yunanistan ve Batı Avrupa ülkeleri kendilerine başvuran bir Türkü
kanunsuz yollardan ülkeye girmiş olsa bile iade etmemektedirler. Avrupa Birliği
ülkeleri arasında Dublin Anlaşması denilen bir anlaşma ile bu kişilerin ilk
girdikleri ülkede kalması esastır ancak bu her zaman işletilmemektedir.
Özellikle Yunanistan’dan giriş yapıp diğer Batı Avrupa ülkelerine ulaşan ve koruma
yada sığınma isteyen kişiler Yunanistan’a iade edilmemektedirler. Bir şekilde
(kaçak yollarla, transit vize ile geçiş yaparken havaalanından, turist
vizesiyle vs.) bu ülkelere ulaşıp korunma/sığınma talep eden bir kişinin sınır
dışı edilmesi, hakkında hiçbir kanuni takibat olmasa da, iki yıldan önce asla
söz konusu değildir ve yaklaşık bir yıl içinde çalışma izni alabilmektedir.
Hakkında takibat olan ve hapse girme ihtimali olan kişiler zaten sığınma hakkını
kolayca alabilmektedirler.
Akademisyenler için başka bir
çalışma alanı da Türkiye dışındaki Türk üniversiteleri olabilmektedir. Bu
üniversiteler daha önce akademik personel bulmakta sıkıntı çektikleri için yeni
bölüm açmakta zorluk çekmekteydiler. Yeni dönemde bulundukları ülkelerde
ihtiyaç duyulan alanlarda yeni fakülteler ve bölümler açarak çok sayıda
akademisyen istihdam etme imkanları olabilecektir. Türkiye’nin baskılarına
rağmen birçok ülke mevcut üniversitelerin geliştirilmesini talep etmektedir ve
bu da işsiz akademisyenler için oldukça iyi bir çalışma alanı olabilecektir. Bu
üniversitelerin hemen tamamının eğitim dili İngilizcedir ve buralarda ders
verebilmek için yeterli düzeyde İngilizce bilmek gerekmektedir.
Tıp doktoru akademisyenler için
başka bir iş alanı da hekimlik yapabilecekleri ülkeler olabilmektedir.
Özellikle hekim sayısının çok az olduğu Afrika ülkelerinde Türkiye’den gidecek
doktorlar diploma denkliği problemi yaşamadan kolayca hekimlik
yapabilmektedirler. Önümüzdeki dönemde Afrika’da daha fazla hastane açılması ve
Türk hekimlerin çalışması beklenmektedir. Benzeri şekilde imkanı olan
hekimler/akademisyenler Afrika yada başka ülkelerde açacakları poliklinik veya
hastanelerle kendilerine çalışma alanı bulabilir ve bu ülkelerin insanlarını da
ciddi hizmetler sunabilirler. Eski Sovyet ülkelerinde de benzeri imkanlar
bulunabilmektedir ama bu ülkelerin ek birçok problemleri bulunabilmektedir. Afrika’da özellikle beyaz doktorlar daha revaçta ve orada
açılacak küçük poliklinikler bile ciddi paralar kazanabiliyor. Çünkü sağlık
hizmeti alacak parası olan da bu hizmete ulaşamıyor.
Son olarak değişik coğrafyalarda
yaşayan ve buralardaki akademik çalışma ortamlarını ve imkanlarını bilen
okurlarımız düşüncelerini bizimle paylaşırlarsa burada yayınlamaktan memnun
olacağım. Bunun da bizi okuyan herkese yeni kapılar açmaya vesile olmasını
diliyorum.